Publicitad E▼
hacer (v.)
Not: bir görev yapıldığında sıradan bir fiil olarak 'do' kullanılır., Not: tamamlama anlamında sıradan bir fiil olarak 'do' kullanılır., sayı yapmak, yapmak, pişirmek, hazırlamak, ses çıkarmak, bağırmak, imal etmek, üretmek, ~tırmak, bira yapmak, yaratmak, geliştirmek, bir şey yapmak, harekete geçmek, kazanmak, edinmek, birdenbire ...-mek, Not: yerine getirme/yapma anlamında sıradan bir fiil olarak 'do' kullanılır., bağlanmak, uygulamak, yerine getirmek, çalışmak, Not: davranma anlamında sıradan bir fiil olarak 'do' kullanılır., sebep olmak, sebebiyet vermek, Not: sebep verme anlamında sıradan bir fiil olarak 'do' kullanılır., harcanmak, gitmek, neden/sebep olmak, olmasına neden olmak, etmek, kâr etmek, satarak para kazanmak, ~leşmek, olmak
hacer ()
hacer abortar
hacer abortar (v.)
hacer adecuado (v.)
hacer alarde de (v.)
hacer alusión a (v.)
hacer amigos con (v.)
hacer amistad con (v.)
hacer añicos (v.)
hacer auto-stop (v.)
hacer autoestop (v.)
hacer bajar el precio (v.)
hacer befa de (v.)
hacer borrón y cuenta nueva
hacer borrón y cuenta nueva (v.)
hacer burla de (v.)
hacer cabriolas (v.)
kabararak yürümek, kasıla kasıla yürümek, kasılarak yürümek, ön ayaklarını kaldırıp sıçramak, sıçramak, zıplamak
hacer caca (v.) (enfantin)
büyük aptes bozmak, çıkmak, dışkılamak, kaka yapmak, sıçmak, tuvalete çıkmak, yestehlemek
(hacer) caer (v.)
hacer caer (v.)
hacer callar
hacer callar (v.)
hacer campaña (v.)
dolaşarak destek toplamak, kampanyaya katılmak, kapı kapı dolaşmak, mücadele etmek, oy toplamak
hacer caso de (v.)
hacer caso omiso de
çekinmek, görmemezlikten/duymamazlıktan gelmek, görmezden gelmek, gözardı etmek, kaçınmak, kulak vermemek, önem vermemek
hacer caso omiso de (v.)
aldırmamak, bir yerden kaçınmak dolaşarak gitmek, dikkate almamak, görmemezlikten gelmek, görmezlikten gelmek, itaat etmemek, itaatsizlik etmek, kaale almamak, söz dinlememek, uğramamak, uymamak, yanından geçmek, yok saymak
hacer comprender (v.)
hacer cosquillas (v.)
gıdıklamak, gıdıklanmak, hafifçe dokunmak, karıncalanmak, okşamak, sızlamak
hacer creer (v.)
...-imiş gibi görünmek, ...-mış gibi görünmek, . gibi yapmak, numara yapmak, taslamak
hacer croché (v.)
hacer daño (v.)
acıtmak, acı vermek, ağrıtmak, başına gelmek, canını acıtmak, gücendirmek, hasara uğratmak, hıncını almak, incitmek, kırmak, nisbet yapmak, öfkelendirmek, olmak, üzmek, yaralamak, zarar vermek
hacer de (v.)
...-e/a yaramak, görevi görmek, hizmet görmek, işini görmek, olarak kullanılmak, vekalet etmek, yaramak
hacer de canguro (v.)
hacer de centinela (v.)
hacer dedo (v.)
hacer desaparecer (v.)
canlandırmak, hayat vermek, neşelendirmek, silmek, teşvik etmek
hacer durar (v.)
hacer eco (v.)
çalmak, çınlamak, tekrar etmek, tekrarlamak, yankılanmak, yankı yapmak
hacer efectivo (v.)
hacer efecto (v.)
hacer el acto sexual (v.) (muchacho)
aşk yapmak, beraber olmak, çevirmek, cinsel ilişkide bulunmak, döndürerek sıkmak, sevişmek, sikişmek, vidalamak, vidayı çevirmek, yatmak
hacer el amor (v.)
hacer el amor (v.) (muchacho)
aşk yapmak, beraber olmak, çevirmek, cinsel ilişkide bulunmak, döndürerek sıkmak, sevişmek, sikişmek, vidalamak, vidayı çevirmek, yatmak
hacer el gandul (v.)
hacer el indio (v.)
gösteriş yapmak, hava atmak, hükmetmeye çalışmak, numara yapmak
hacer el tonto
hacer el tonto (v.)
aptal gibi davranmak, gelişigüzel iş yapmak, gösteriş yapmak, hava atmak, hükmetmeye çalışmak, numara yapmak, soytarılık etmek, vakit öldürmek
hacer entender (v.)
hacer eses (v.)
kıvrıla kıvrıla ilerlemek, kıvrılarak gitmek, kıvrılarak ilerlemek
hacer estragos
kasıp kavurmak, kırıp geçirmek, ortalığı kasıp kavurmak, tüm şiddetiyle esmek, tüm şiddetiyle sürmek
hacer estragos (v.)
hacer explosión (v.)
(hacer) explotar (v.)
hacer explotar
hacer explotar (v.)
hacer falta (v.)
hacer fino (v.)
hacer footing (v.)
hacer frente (v.)
cesaretle karşı koymak, cesaretle karşılamak, fırtanayı sağ salim atlatmak, göğüs germek
hacer fuego (v.)
hacer gala de (v.)
hacer gárgaras (v.)
(hacer) girar (v.)
çevirmek, döndürmek, döndürüp durmak, dönmek, hızla dönmek, kıvrılmak, kıvırmak, mil üzerinde dönmek
hacer girar (v.)
çevirmek, döndürmek, döndürüp durmak, dönmek, hızla dönmek, kıvrılmak, kıvırmak
hacer grave (v.)
hacer guardia (v.)
hacer hervir (v.)
hacer huelga (v.)
hacer impersonal (v.)
kişiliksizleştirmek, kişisel ilişkilerini kesmek, şahsiyetsizleştirmek
hacer infusiones (v.)
hacer jogging (v.)
hacer juego con
hacer juego con (v.)
hacer juegos de manos (v.)
hacer juegos malabares (v.)
hacer la carrera (v.)
fahişeliğe itmek, fahişelik yaptırmak, kötü amaçla kullanmak
hacer la colada (n.)
hacer la comedia
...gibi görünmek, ... gibi görünmek, . gibi yapmak, . taklidi yapmak, gibi yapmak, görünmek, numara/yalandan yapmak, taklit etmek, yalandan ...-mak
hacer la comedia (v.)
gösteriş yapmak, hava atmak, hükmetmeye çalışmak, numara yapmak
hacer la cuenta atrás (v.)
hacer (la guerra) (v.)
hacer la manicura (v.)
hacer la pelota a (v.)
hacer las veces de (v.)
hacer limpieza (v.)
hacer lugar (v.)
hacer magia (v.)
hacer manchas in (v.)
hacer más ancho (v.)
hacer más largo (v.)
hacer matute (v.)
hacer mayor (v.)
hacer mención de (v.)
... diye söylemek, bahsetmek, bildirmek, sözetmek, söz etmek, sözünü etmek
hacer muecas (v.)
surat yapmak, suratını buruşturup alay etmek, yüzünü bükmek, yüzünü buruşturmak, yüzünü gözünü gülünç şekle sokmak
hacer noche
hacer novillos (v.)
hacer ostentación de (v.)
hacer papilla (v.)
hacer pasar (v.)
hacer pasar hambre (v.)
hacer pedazos
hacer pedazos (v.)
ayrılmak, bozguna uğramak, enkaza çevirmek, hasara uğratmak, işe yaramaz duruma getirmek, lime lime etmek, mahvetmek, mahvolmak, parçalamak, parça parça etmek, parça parça olmak, parça parça olmak/etmek
hacer pipí (v.)
çiş yapmak, işemek, küçük abdest bozmak, küçük abdestini yapmak
hacer pipí (v.) (enfantin)
çiş yapmak, işemek, küçük abdest bozmak, küçük abdestini yapmak
hacer pis (v.)
çiş yapmak, işemek, küçük abdest bozmak, küçük abdestini yapmak
hacer polvo (v.)
çok sarsmak, darmadağınık etmek, kırmak, sona erdirmek, yıkmak
hacer por turnos (v.)
hacer presión sobre (v.)
etkilemeye çalışmak, kulis yapmak, lâfa tutmak, tıraşa tutmak, zorla kendini dinletmek
hacer progresos (v.)
başarmak, başarılı olmak, gelişmek, gelişme kaydetmek, ilerlemek, sürmek, yol almak, yol katetmek
hacer pronósticos (v.)
hacer propaganda (v.)
hacer público
hacer público (v.)
açıklamak, bildirmek, halka açıklamak, herkese duyurmak, ilan etmek, ilân etmek, kırmak, reklâmını yapmak, tanıtmak, yaymak
hacer punto (v.)
hacer rabiar (v.)
hacer referencia (v.)
hacer reparos a (v.)
hacer resaltar (v.)
hacer resbalar (v.)
gizlice hareket etmek, kaydırmak, sessizce ortadan kaybolmak, sıvışmak
(hacer) retroceder (v.)
hacer ruido (v.)
hacer ruidos al comer (v.)
hacer (saber) (v.)
hacer saber (v.)
bildirmek, bilgi vermek, haber vermek, herkese duyurmak, ifşa etmek, ilân etmek, reklâm yapmak, söylemek, vermek
hacer salir (v.)
hacer seguir (v.)
hacer señas (v.)
el kol hareketleri yapmak, el kol işareti yapmak, işaret etmek, işaret etmek/vermek, işaretlemek, jestler, konuşurken el kol işareti yapmak, sözsüz iletişim kurmak
hacer sitio (v.)
hacer sonar
hacer sonar (v.)
çalmak, öttürmek, ses çıkarmak, takırdamak, tıkırdamak, tıngırdamak
hacer su aparición (v.)
hacer subir (v.)
hacer todo lo posible (v.)
çok uğraşmak, elinden geleni esirgememek, elinden gelenin en iyisini yapmak, elinden geleni yapmak
hacer trizas (v.)
hacer trizas de (v.) (colloquial)
hacer un favor (v.)
hacer un pase (v.) (deporte)
hacer un puré de (v.)
hacer un revoltillo (v.)
hacer una audición (v.)
hacer una comedia (v.)
gösteriş yapmak, hava atmak, hükmetmeye çalışmak, numara yapmak
hacer una de las suyas (v.)
aldatmak, faka bastırmak, ihanet etmek, işletmek, kafese koymak, kandırmak, kazık atmak, ketenpereye getirmek, oyun oynamak, şaşırtmak, üçkâgıda getirmek
hacer una matanza en (v.)
biçmek, çok sayıda öldürmek, kan dökmek, katletmek, katliam yapmak, vahşice öldürmek
hacer una matanza entre (v.)
biçmek, çok sayıda öldürmek, kan dökmek, katletmek, katliam yapmak, vahşice öldürmek
hacer una oferta (v.)
fiat vermek, fiyat arttırmak, fiyat teklif etmek, pey sürmek, teklif etmek, vermek
hacer una pauza (v.)
hacer una permanente a (v.)
hacer una pregunta (v.)
hacer una puja (v.)
fiat vermek, fiyat arttırmak, fiyat teklif etmek, pey sürmek, teklif etmek, vermek
hacer una radiografía (v.)
hacer una redada (v.)
hacer una reverencia (v.)
hacer una visita (v.)
hacer uniforme (v.)
hacer venir (v.)
hacer ver
...gibi görünmek, ... gibi görünmek, ...-imiş gibi görünmek, ...-mış gibi görünmek, . taklidi yapmak, gibi yapmak, görünmek, numara/yalandan yapmak, numara yapmak, ortaya koymak, taklit etmek, taslamak, yalandan ...-mak
hacer ver (v.)
hacer volver (v.)
hacer volver en sí (v.)
hacer voto (de) (v.)
no hacer caso de (v.)
görmezlikten gelmek, itaat etmemek, itaatsizlik etmek, söz dinlememek, uymamak
no hacer juego con (v.)
sin hacer ruido (adv.)
gürültüsüzce, gürültü yapmadan, sessizce, sessiz sedasız, sessiz şekilde
desde hace mucho tiempo (adv.)
hace mucho tiempo (adv.)
hace poco (adv.)
geçenlerde, son günlerde, son zamanlarda, yakında, yakınlarda
hace tiempo (adv.)
hace un momento (adv.)
hace un momento (n.)
az once, bir dakika once, daha demin, kısa bir an önce, sakın
persona que hace footing (n.)
persona que hace jogging (n.)
persona que hace prácticas (n.)
que hace época (adj.)
Publicidad ▼
Ver también
hacer
hacer
write (en)[Hyper.]
hacer
pasar[Similaire]
hacer (v.)
hacer; preparar[Classe]
elaborar, fabricar[Hyper.]
arte culinario, arte de cocina, cocina[GenV+comp]
cocina, hornillo - cocinera, cocinero, guisador[Dérivé]
make (en)[Domaine]
hacer (v.)
hacer percibir[Hyper.]
sonido, voces - audio - son, sonido - sound (en)[Dérivé]
hacer (v.)
creación - confección, construcción, creación, fábrica, fabricación, factura, hechura - creación - artículo, buhonería, carga, efecto, género, géneros, mercadería, mercancía, mercancías, producto - bien, producción, producto - marca - fabricante - creador, fabricante - fabricante, manufacturero, productor[Dérivé]
crear, hacer[Domaine]
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
(humedad), (mojadura)[termes liés]
fabriquer de la bière (fr)[DomainRegistre]
hacer (v.)
hacer (v.)
causar, construir, crear, fabricar, obligar, realizar[Hyper.]
corte, desmonte, recorte, tajo - labra, talla, tallado[Dérivé]
cut (en)[Domaine]
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
emitir sonidos, lanzar[Hyper.]
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
mener à terme qqch (fr)[Classe]
hacer (v.)
tie (en)[Dérivé]
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
hacer (v.)
acabarse, agotarse, terminarse[Domaine]
hacer (v.)
volver[Hyper.]
hacer (v.)
adquirir, cobrar, conseguir, recibir, sacar, tomar[Hyper.]
ganador - gainer (en)[Dérivé]
hacer, ser - clear, net, sack, sack up (en)[Domaine]
hacer (v.)
marquer un but dans un sport de ballon (fr)[ClasseHyper.]
hacer (v. intr.)
coûter un prix (fr)[Classe]
hacer (v. tr.)
mandar; hacer; hacer que[ClasseHyper.]
hace (adv.)
dans un temps passé (fr)[Classe]
Publicidad ▼
Contenido de sensagent
computado en 0,171s