definición y significado de abdal | sensagent.com


   Publicitad D▼


 » 
alemán árabe búlgaro checo chino coreano croata danés eslovaco esloveno español estonio farsi finlandés francés griego hebreo hindù húngaro indonesio inglés islandés italiano japonés letón lituano malgache neerlandés noruego polaco portugués rumano ruso serbio sueco tailandès turco vietnamita
alemán árabe búlgaro checo chino coreano croata danés eslovaco esloveno español estonio farsi finlandés francés griego hebreo hindù húngaro indonesio inglés islandés italiano japonés letón lituano malgache neerlandés noruego polaco portugués rumano ruso serbio sueco tailandès turco vietnamita

Definición y significado de abdal

Definición

definición de abdal (Wikipedia)

   Publicidad ▼

Sinónimos

Ver también

   Publicidad ▼

Frases

Diccionario analógico

Wikipedia

Abdal

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara
Vikisözlük'te, Abdal ile ilgili tanım bulabilirsiniz.

Abdal; Türk tasavvufunun daha radikal formlarında karşılaşılan en üst mânevî mertebenin bir adıdır.

Sünnî İslam dışında kalan birçok Türkmen dinsel topluluğunda rastlanmakta, Derviş veya baba da denmekteydi.

Dosya:Ad-Din Rumi.jpeg
200px

Özellikleri

Bir abdal Allah hariç dünyadaki her şeyden vazgeçmiş kişidir. Abdallık mertebesine ermiş kişi hakikatın mutlak ve doğrudan bilgisine erişebilmektedir. Toplumsal bir şahsiyet olarak abdal zayıf, ezilmiş ve baskı altında olanlara yardım elini uzatan, ve dinsizlere (kâfirlere) karşı mücadele veren bir otoritedir. Daha ziyade göçebe Türkmenler arasında yaygın olan abdallar Selçuklu veya Osmanlı yerleşik devlet otoritesi karşısında çevre halkının hoşnutsuzluklarını dile getirmişler ve çeşitli isyan hareketlerinin başlatıcısı olmuşlardır.

Türkiye'de en çok İç Anadolu bölgesinde bulunurlar.Kırşehir,Keskin,Kırıkkale yörelerinde abdallar hayatlarını müziğe adamış şekilde yaşamaktadırlar.Geçim kaynakları kendilerine özgü enstürmanları çalıp,söyleyip para kazanmaktır.Müziğe yetenekleriyle ünlüdürler.Müzik kulakları çok gelişmiştir.Nota bilmezler.

Tarihsel Nitelikleri

Abdallar İslam dini ile Türklerin İslam öncesi şamanizmini şahıslarında birleştirmişlerdi. Eskiden Kök Tengri ile mânevî bağlantı kurabilen "kam karakteri" İslamlaşmayla beraber yerini abdala bırakmıştır.

Anadolu 'nun 11.yüzyıldan başlayarak Türkmen göçüne maruz kalması abdalları ve babaları da buraya getirmiştir. Sarı Saltuk gibi bazı abdallar Osmanlılardan önce Balkanlara geçerek dinsel etkinliklerde bulunmuşlardır. Baba İshak'ın 1239/1240'da Adıyaman bölgesinde başlattığı Babaî İsyanı Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflamasına ve Moğol saldırısına 1243'de karşı koyamayışına yol açmıştır.

Söğüt-Bilecik bölgesinde ortaya çıkan Osmanlı Beyliği'nde abdallar (Edebali, Geyikli Baba) Osmanlı Beylerine (Osman Gazi, Orhan Gazi) yakın duran kişilerdi. Osmanlı erken döneminde abdallar gerek Batı Anadolu, gerekse Balkanlardaki Hıristiyan nüfusun İslamlaşmasında etkili olmuşlardır. Bunda, İslamın değişmez şartlarını empoze eden kitabî yaklaşım yerine yerel geleneklerle uyuşmaya yatkınlık, yani yerel geleneklerle İslam geleneklerini uyum içine sokan tutumun payı belirleyiciydi.

15.yüzyılda abdallar giderek Osmanlı Devleti'nin merkezîleşme ve bürokratik bir imparatorluğa dönüşme sürecinin dışında kalmışlar, ve Sünnî İslam'ın Edirne ve 1453'ten itibaren İstanbul'da yerleşmesi sonucunda düzendışı bir niteliğe bürünmüşlerdir. İran'da Safevî Devleti'nin kurulması ve Kızılbaş etkinliğinin Anadolu'da yayılması ile birlikte abdallar Kızılbaş hareketiyle bütünleşmiştir.

Halk sufiliğinde, abdalların istedikleri zaman istedikleri mekanda olabileceklerine inanılır. Yani inanışa göre; zaman ve mekan sınırlarını aşabilme gücüne sahip olduklarına inanılır. "Onlar, bazı müstesna varlıklar dışında kimseye görünmezler." İnanışa göre gizli güçleri olan ve büyü gücüne sahip olan abdallar, "bol yağmur yağması, bereketin artması ve belalardan korunmak için Allah’tan ne dilerse kabul edilir".

Abdal hakkındaki görüşler,Türk halk inanışlarında da kendine yer edinmiştir. Örneğin, Dağıstan’da yaşayan Türk topluluklarından bir kısmında yaygın olan inanışa göre, eğer dokuz aylık bebek, anne rahminde ölmüşse, bunu Abdal götürmüş demektir. Söylenenlere göre uzun ak sakallı olan Abdal, dağlarda yaşar, dağ keçileri arasında dolaşıp onları korur. Kimselere görünmez. Avcılar onun adına dua edip kurban verirlerse avları uğurlu olur. Eğer bunu yapmazlarsa ne kadar usta avcı olurlarsa olsunlar o avdan eli boş dönecekleri kesindir.

Abdal, insanların yalvarışlarını dinler. Onlara acır, ancak verdiği nasihatlerin de dinlenmesini ister. Bazı mitolojik metinlerde Abdal’ın ölmüş dağ keçisini dirilttiği ve yeniden hayat verdiği bile anlatılmıştır.

Bugünkü Saka Türkçesinde,erkek Şamanlara lakap olarak “abıdal” şeklinde bir sözcük vardır. Bu sözcüğün Abdal sözcüğüne benzerliği dikkat çekicidir. Azerbaycan’da bir zamanlar aşıklar yetiştirmekte ünlü olmuş, Abdal adında bir şehir bile vardır. Ayrıca abdal sözü, tarihte “Ağ hun” adıyla bilinen Eftalitlerin adıyla da bağlantıdır.Kızılbaşlarda Abdallık kültürünün varlığı, Hazar Denizi’nin güney kıyısında yaşayan Türkmen boylarında Abdal adını taşıyan insanlara rastlanabilmesi, Abdalların gizli dillerinin olması, Anadolu’daki Abdalların,daha çok göçebe hayatı sürerek, çalgıcı, türkücü ve masalcı olmaları, Köroğlu masallarını söylemekte meşhur olmaları, kendilerine Alevi diyen bu insanların Ehl-i Beyt’in kulları olduklarını söylemeleri, Muharrem ayında Kerbela şehitlerine yas tutmaları, (Anadolu Abdallarına, en çok Alevilerin sıklıkla yaşadığı yerlerde rastlanır) ve bunlar gibi birçok örnek,gerçekten bu sözcüğün çok eski tarihi kökleri olduğunu gösteriyor. Çünkü Alevi olarak bilinen zümre, kimi zaman Müslümanlıkla uyuşmayan,bu yüzden çok yerde kabul görmeyen,gerçekte İslam öncesi yüzyıllara ait eski Türk inançlarını yaşatırlar. Geçmişte "Abdalan-ı Rum" denilen ve halk arasında büyük şöhretleri olan bu kimseler, çoğu zaman inançları bozuk, serseri dervişler olarak gösterilmiş, şeriat düşmanı olarak lanse edilmişlerdir.

Değişik kaynaklardan edinilen bilgiye göre bu sözcük, İran’da 11. ve 14. yüzyıllarda kaleme alınmış edebi metinlerde “derviş”, 15. yüzyıla ait metinlerde ise “divane” anlamında kullanılmıştır. Kimi zaman onlardan bahsedildiğinde de “ışık” sözcüğü kullanılmıştır. Daha sonraları Bektaşiliğin onu içine aldığı, bir kısmını değiştirdiği ve hatta erittiği yönünde görüşler de vardır.

Kaynakça

  • Ahmet T. Karamustafa : God's unruly friends: Dervish groups in the Islamic later middle period, 1200-1550 (Salt Lake City: University of Utah Press, 1994)
  • Ahmet Yaşar Ocak : La révolte de Baba Resul, ou, la formation de l'hétérodoxie musulmane en Anatolie au XIIIe siecle (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1989).

 

todas las traducciones de abdal


Contenido de sensagent

  • definiciones
  • sinónimos
  • antónimos
  • enciclopedia

 

5418 visitantes en línea

computado en 0,031s