Publicitad R▼
tartışmak (v.)
1.Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
2.Bu konuyu başka bir yazımda ele alacağım.
3.Bir kimseyi rahatsız edecek davranışta bulunmak
Publicidad ▼
tartışmak (v.)
atışmak, başına dert olmak, çatışmak, değerlendirmek, düşünmek, ele almak, hakkında olmak, huzurunu kaçırmak, ilgili olmak, kavga/münakaşa etmek, konuşabilmek, konuşmak, kılı kırk yarmak, münakaşa etmek, musallat olmak, müzakere, müzakere etmek, rahatsız etmek, sataşmak, taciz etmek, tartmak, uğraşmak
Ver también
tartışmak (v.)
↘ aşırı titiz, kılı kırk yaran kimse, merasim meraklısı, münakaşa, müzakere, resmiyet meraklısı, tartışma, titiz ↗ bahane, itiraz, kusur
Publicidad ▼
tartışmak
bahsetmek, hakkında konuşmak[Hyper.]
birkaç kelime, iki çift lâf - discussant (en)[Dérivé]
tartışmak
durum değiştirmek[Hyper.]
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
se disputer (fr)[Classe]
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
raisonner (fr)[Classe]
converser (fr)[Classe]
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
anlatmak, bildirmek, duyurmak, görüşmek, haberleşmek, iletmek, söylemek[Hyper.]
ağız - ağız - karşılık verme, terbiyesizce cevap verme - dile getirme, ifade, konuşma, ses çıkarma, söyleme, söyleyiş, telâffuz - speaking, speech production (en) - konuşma - konuşma - boş konuşma, boş tartışma, dedikodu, lâf - ses - konuşmacı - verbalisation, verbalization (en) - speakable, utterable (en)[Dérivé]
verbalise, verbalize (en)[Domaine]
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
tartışmak[Hyper.]
bahane, itiraz, kusur[GenV+comp]
hafif tartışma - carper, niggler, quibbler (en) - itirazcı[Dérivé]
tartışmak (v.)
tartışmak (v.)
sujet (ce qui est soumis à la pensée) (fr)[Classe]
go through; go over; deal with; treat; discuss; be concerned with (en)[ClasseHyper.]
solution (à un problème) (fr)[DomaineCollocation]
gündeme getirmek, konu açmak[Hyper.]
coverage (en) - münakaşa tartışma bahıs[Dérivé]
davranmak - içermek, içine almak, kapsamak[Domaine]
tartışmak (v.)
cogitate; ruminate; ponder; consider; reflect; contemplate; think (en)[Classe]
converser (fr)[Classe]
(hakimler; hakimlik)[termes liés]
tartışmak (v.)
causer du désagrément (fr)[Classe]
agacer (fr)[Classe]
canını sıkmak, epeyce üzmek, illet etmek, kızdırmak, sinir etmek, sinirlendirmek, üzmek[Hyper.]
taciz, taciz etme - kışkırtma, provokasyon - bela olacak sayıda - dangalaklık, dert, güçlük, salaklık, sorun, sıkıntı, üzüntü, zahmet - harasser, harrier (en) - harasser (en) - agitator, firebrand, inciter, instigant, instigator, provoker (en) - kışkırtıcı, tahrik edici[Dérivé]
Contenido de sensagent
computado en 0,046s