definición y significado de yol | sensagent.com


   Publicitad E▼


 » 
alemán árabe búlgaro checo chino coreano croata danés eslovaco esloveno español estonio farsi finlandés francés griego hebreo hindù húngaro indonesio inglés islandés italiano japonés letón lituano malgache neerlandés noruego polaco portugués rumano ruso serbio sueco tailandès turco vietnamita
alemán árabe búlgaro checo chino coreano croata danés eslovaco esloveno español estonio farsi finlandés francés griego hebreo hindù húngaro indonesio inglés islandés italiano japonés letón lituano malgache neerlandés noruego polaco portugués rumano ruso serbio sueco tailandès turco vietnamita

Definición y significado de yol

Definición

yol (n.)

1.Duygularını ifade etmek için bu yolu seçti.

2.Karada insan veya hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer

3.Her zaman seyahat edilen belirli bir yol.

4.Kasırga, yolu üzerindeki her şeyi dümdüz etti.

5.Özel oluş veya davranış biçimi

6.Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol

7.Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi

yol

1.Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem

   Publicidad ▼

Definición (más)

⇨ definición de yol (Wikipedia)

Sinónimos

   Publicidad ▼

Ver también

Frases

⇨ (yol ayrımında sağa, sola) sapmak • ...-e yol açmak • ana yol • ara yol • asfalt yol • bahçe kapısından eve giden yol • buharlı yol silindiri • dar yol • dolambaçlı bir yol izlemek • dolambaçlı yol • durulması yasak olan yol • geçiş haklı yol • gizli iş çevrilen yol • her zamanki yol • inişli çıkışlı yol • itilafa yol açacak şekilde • kansere yol açan • katılmaya yol açan • kendine yol açıp ilerlemek • kestirme yol • koruma ile yol alan filo • kurnazlikla .yol açmak • köprülü yol • meyilli yol • mil olarak alınan yol • orta yol • ortadan ayrılmı çift yönlü yol • paralı yol gişesi • seyir hızında yol almak • tam yol ileri • yan yol • yarı yol • yelkenle yol almak • yol almak • yol ayrımı • yol açmak • yol boyunca binalar dizisi • yol engeli • yol gösteren • yol gösterici • yol gösterme • yol göstermek • yol katetmek • yol kenarı • yol kenarından ayrılmak • yol kenarını izlemek • yol kılavuzu • yol ortası • yol ortasına geçmek • yol silindiri • yol tarafında olan • yol temeli • yol ve konum gösteren radyo işareti • yol vermek • yol yol leke yapmak • yol yordam • yol çalışması/tamiratı • yol çukuru • yol şeridi • yükseltilmiş yol • zorlukla kendine yol açmak • çift yönlü yol • çıkar yol • çıkmaz yol • öne düşüp yol göstermek • ışığın bir yılda aldığı yol

⇨ Amerikan Pastası: Çıplak Yol • Aydınlık Yol • Bulunduğumuz Yol • Devrimci Yol • Dikenli Yol • Dikenli Yol (anlam ayrımı) • Doğru Yol Partisi • Doğru Yol Partisi (2007) • Dönüşü Olmayan Yol • Halka Yol Gösteren Özgürlük • Işıklı Yol • Işıklı Yol (albüm) • Işıklı Yol (anlam ayrım) • Işıklı Yol (şarkı) • Sekiz Aşamalı Asil Yol • Teknoloji yol haritası • Uzun Yol Şarkıları • Yeşil Yol (anlam ayrımı) • Yeşil Yol (film) • Yeşil Yol (roman) • Yol (film) • Yol Arkadaşım • Yol Arkadaşım (dizi) • Yol Arkadaşım (kitap) • Yol Arkadaşım (şarkı) • Yol Savaşçısı • Yol Türküsü (anlam ayrımı) • Yol Türküsü (film) • Yol Yayınları • Yol bilgisayarı • Yol bisikleti yarışı • Yol bulma problemi • Yol haritası • Yol havası

Diccionario analógico

yol

teknik[Classe]

moyen, ressource pour faire qqch (fr)[ClasseHyper.]

uygulama[Hyper.]

agential (en)[Dérivé]


yol (n.)

libération d'une tension psychique (fr)[Classe]

leave; pass; passport; authorisation; permit (en)[Classe]

aktivite, etkinlik, faaliyet, uğraş[Hyper.]

belirtmek, boşaltmak[Dérivé]


yol (n.)

yol[Hyper.]


yol (n.)

agent ou moyen de transmission (fr)[Classe]

eşya[Hyper.]

ulaşım sistemi[Desc]


yol (n.)

sistem[Hyper.]


yol (n.)

İşlek cadde; ana cadde; ana yol; ... yolu/caddesi; rota[Classe]

çizgi, hat - rota, yön - yol[Hyper.]

route (en) - göndermek, yöneltmek[Dérivé]


yol (n.)

çizgi, hat[Hyper.]

geçmek, katetmek, yol almak - course (en) - track (en) - izlemek[Dérivé]


yol (n.)

degree (en)[Classe]

studies (en)[Classe]

bilgi; bilim; kültür[Classe]

eğitim; öğrenim; tahsil[ClasseParExt.]

période, moment où l'on apprend qqch (fr)[ClasseParExt.]

(eğitim; öğrenim; tahsil)[termes liés]

ders, eğitim, öğretim, öğretmenlik, öğüt, tavsiye[Hyper.]


yol (n.)

discharge; drainings; drainage (en)[Classe]

istikamet, taraf, yol, yön, yordam[Hyper.]

birden yön değiştirmek, bükmek, sapmak - akmak, dökülmek[Dérivé]


yol (n.)

üçkağıt; aldatma; hile; hilekârlık; üç kâğıtçılık[Classe]

hypocrisie (fr)[Classe]

moyen détourné pour se tirer d'embarras (fr)[Classe]

moyen astucieux pour parvenir à ses fins (fr)[Classe]

procédé d'illusion (spectacle) (fr)[Thème]

manevra[Hyper.]


yol (n.)

şerit; yol şeridi[Classe]

line (en)[Classe]

voie de transport de marchandises (fr)[ClasseParExt.]

(hava taştı)[termes liés]

(havacılık)[termes liés]

güzergah, rota, yol, yolculuk programı, yürüyüş[Hyper.]


yol (n.)

rue large dans une agglomération urbaine (fr)[Classe]

cours d'eau (fr)[DomainDescrip.]

... yolu/caddesi, ana cadde, ana yol, İşlek cadde, rota, yol[Hyper.]


yol (n.)

yol ortası[Hyper.]

karayolu, otoban, otoyol[Desc]

Birleşik Krallık, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı[Domaine]


yol (n.)

alet, âlet, araç, cihaz[Hyper.]

gadgeteer (en) - elverişli, müsait[Dérivé]


yol (n.)

bakım, biçim, hâl, metot, şekil, tarz, tavır, üslup, usul, yol, yön, yöntem[Hyper.]


yol (n.)

orifice anatomique (fr)[Classe]

(kanal; yemek borusu/kanalı)[termes liés]

vücut kanalı[Hyper.]


yol (n.)

indication de position relative (direction) (fr)[Classe]

astrologie (fr)[DomainDescrip.]

güzergah, rota, yol, yolculuk programı, yürüyüş[Hyper.]


yol (n.)

nitelik, özellik[Hyper.]

gelenekleştirmek, stilize etmek, üslup kazandırmak - berber, kuaför, stilist - nazik, terbiyeli[Dérivé]


yol (n.)

yayma[Hyper.]

geçirmek, geçmek, iletmek, vermek, yaymak - geçirmek, iletmek[Dérivé]


yol (n.)

teknik[Classe]

solution à un problème, une difficulté (fr)[Classe]

problème (fr)[DomainDescrip.]


yol (n.)

kibarlık[ClasseEnsembleDe]


yol (n.)

metot; yol; yöntem; usul; plân; işlem[ClasseHyper.]

know-how, teknik bilgi, üretim bilgisi[Hyper.]

düzenli, organize edilmiş, plânlı, sistemli, tertiplenmiş, yöntemsel[Dérivé]


yol (n.)

way; carriageway; road; thoroughfare (en)[ClasseHyper.]

yol[Hyper.]

göndermek, yöneltmek - belli bir yoldan yollamak[Dérivé]


yol (n.)

İşlek cadde; ana cadde; ana yol; ... yolu/caddesi; rota[ClasseHyper.]

voie urbaine (fr)[Classe]

... sokağı, cadde, yol[Hyper.]


Wikipedia

Yol

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara

Yol,

  • Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
  • Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
  • Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem
  • Yılmaz Güney ve Şerif Gören'den bir film, Yol
  • Yol (bulutsuzluk özlemi albümü)
Bu madde bir anlam ayrımı sayfasıdır; benzer başlıklı maddeleri listeler ve ayırır.
Eğer bir Vikipedi bağlantısından bu sayfaya eriştiyseniz, lütfen kullandığınız bağlantıyı ilgili başlığa yönlendirin.

 

⇨ todas las traducciones de yol


Contenido de sensagent

  • definiciones
  • sinónimos
  • antónimos
  • enciclopedia

 

5149 visitantes en línea

computado en 0,063s

contactarnos  |  Company Information  |  Privacy policy  | últimos cambios

Copyright © 2013 sensagent Corporation: enciclopedia en línea, red semántica, diccionarios, definiciones y más. Todos los derechos reservados. E

sinónimo - definición - diccionario - define - traducción - traducir - traductor - conjugación - anagrama